#Seyahat

İlham Veren Konuşmacılar: Uzmanların Hayat Hikayelerinden Öğreneceğiniz 5 Değerli Ders

Asli Elif Tanugur

Bu makalede, dünya çapında ün salmış beş konuşmacının hayat hikayeleri ve başarı öyküleri incelenerek, bu başarının ardındaki dersler ele alınacaktır. Tony Robbins’un, inancı ve azmi ile ilham veren başarı hikayesi, Brene Brown’un mükemmeliyetçilikle mücadele etmek üzerindeki fikirleri, Simon Sinek’in Neden’in Gücü hakkındaki görüşleri, Sheryl Sandberg’in liderlik becerileri ve Elizabeth Gilbert’in yaratıcılık süreci ile ilgili deneyimlerinin yer aldığı bu makale, iş dünyasında liderlerin değişime açık olmaları gerektiğini, insan ilişkilerinde kusurlarımızı kabul etmemizin önemini, neden ve amacın getirdiği gücü anlamayı, liderliğin insanları düzgün yöneltmekle ilgili olduğunu ve yaratıcılığın uyanmasının yaralarıyla mümkün olduğunu vurgulayacaktır. Bu konuşmacıların hayat hikayelerinden ve öğretilerinden yararlanarak, okuyucularımızın iş yaşamlarında ve kişisel hayatlarında kendileri için benimsedikleri dersler de olabilir.

Tony Robbins: İnanın ve Başarın

Tony Robbins, başarısız dönemlerinde bile kendine olan inancını kaybetmeden mücadele eden bir konuşmacıdır. İtibarı, hayatımıza inancı ve azmi yeniden kazandıran bir rol model olarak kabul edilir. Robbins, başarıya giden yolda insanlara güçlü bir şekilde inanmanın önemini vurgulamaktadır. Asıl mesele, kendimize olan inancımızdır ve bu inancı kaybetmeden başarıya ulaşmanın mümkün olduğunu söyler. Robbins, insanları motivasyonel konuşmaları ile harekete geçirir ve başarılı olmak için zorlukların üstesinden gelmek gerektiğini hatırlatır. Hayatta dirençli olmak, kontrolü kaybetme korkusunu yenebilmeniz için gereklidir ve bu da sonunda başında olumlu sonuçların gerçekleşmesine yol açacaktır.

Brene Brown: Kusursuz Olmakla Mücadele Etmeyin

Brene Brown, kusursuz olmak gibi bir hedefin peşinden koşmanın insanları yorucu ve tatminsiz hale getirdiğini fark etti. Kendisi de yıllarca mükemmeliyetçilikle mücadele etti ve bu süreçte kendi kusurlarını olduğu gibi kabul etmenin ne kadar önemli olduğunu anladı. Brown, kusurlu olduğumuzu kabul etmenin bizi daha iyi insanlar yapabileceğini ve insan ilişkilerinde daha pozitif sonuçlar elde etmemize yardımcı olabileceğini vurguluyor.

Bu düşünce yapısını iş hayatına da yansıtan Brown, liderlerin ve yöneticilerin de kendi kusurlarını kabul etmeleri ve değişime açık olmaları gerektiğini savunuyor. Bu, çalışanların kendilerine daha güvenli hissetmelerini ve açık iletişim kurmalarını sağlar.

Kısacası, Brene Brown’un hayat hikayesi bize, kusurlarımızı kabul etmenin ve değişime açık olmanın başarıya giden yolda önemli bir faktör olduğunu hatırlatıyor.

Simon Sinek: Neden’in Gücü

Neden? konusunu iş hayatına taşıyarak başarılı bir konuşmacı haline gelen Simon Sinek’in hayatından öğrenebileceğimiz çok şey var. Sinek, insanların neden yaptıklarını anladıklarında daha iyi performans gösterdiklerine inanıyor. Bu nedenle, işletmelerin de müşterilerinin neden satın aldıklarını veya bir şirkette çalışanların neden o işi yaptıklarını anlamaları gerekiyor.

Sinek, insanların neden yaptıklarını anlamak için “Altın Çember” teorisini kullanıyor. Bu teoriye göre, insanlar önce neden bir şeyi yapmak istediklerini düşünürler, sonra nasıl yapacaklarını belirlerler, son olarak da ne yapacaklarını planlarlar. Yani önce neden’i, sonra nasıl’ı düşünürler.

Yazımıza küçük bir ara verelim : İVK ‘nın etkinlik ajansı, başarı öyküsü konuşmacıları, girişimcilik konuşmacıları hizmetlerini incelemeyi unutmayınız.

Bu felsefe, işletmelerin müşterilerinin neden satın aldıklarını anlamaları için de önemlidir. Müşterilerin neden bir ürün aldıklarını veya bir hizmetten yararlandıklarını anlamak, işletmelerin onların ihtiyaçlarını daha iyi karşılamasına ve daha verimli şekilde çalışmasına yardımcı olur.

Sinek’in verdiği bir başka önemli ders de liderlik ile ilgilidir. Başarılı liderler, takım üyelerinin neden bir şey yapmaları gerektiğini açıklayarak onları harekete geçirirler. Müşterilerin neden bir ürün veya hizmete ihtiyaç duyduklarını anlamak da liderlikle ilgilidir. İşletme sahipleri, müşterilerine neden bir ürün veya hizmet satın almaları gerektiğini açıkladıklarında, liderlik özellikleriyle hareket eder ve müşterilerin satın alma kararlarını etkilerler.

Sonuç olarak, Simon Sinek’in hayat hikayesi ve düşünceleri, neden’in gücünü anlamak ve liderlik özelliklerini geliştirmek isteyenler için önemli dersler sunmaktadır. İşletmeler, müşterilerinin ihtiyaçlarını ve neden satın aldıklarını anlamalı, liderler de takım üyelerinin neden bir şey yapmaları gerektiğini açıklayarak onları harekete geçirmelidirler.

Neden?

Neden: İş hayatında ve insanların kişisel başarılarında, neden yaptıkları aktivitelerin önemi oldukça büyüktür. Simon Sinek’in belirttiği gibi, bir işletmenin başarısı nedenin gücünde yatmaktadır. İnsanların neden yaptıklarını anladıklarında, işlerini daha iyi yaparlar ve daha verimli hale gelirler. Aynı şekilde, kişisel başarılarınız için de neden yapmak istediğinizi belirlemek son derece önemlidir. Nedeninizi belirlediğinizde, daha iyi bir odaklanma, daha yüksek bir motivasyon ve daha iyi bir vizyon elde edersiniz. Neden yapmak istediğinizi belirlediğinizde, yapmak istediğiniz aktivitelere yönelik planlarınızı yapabilir ve daha etkili olabilirsiniz. Neden yapmak istediğinizi belirleyerek, hayatta daha büyük bir amaca sahip olabilirsiniz. Bu da size yol gösterici bir ışık sağlar ve size ilham verir.

konusunu iş hayatına taşıyan bir konuşmacıdır. Ona göre, başarılı bir işletmenin arkasındaki anahtar, nedenin gücünde yatmaktadır. İnsanların neden yaptıklarını anladıklarında, işlerini daha iyi yapar ve daha verimli hale gelirler.

Simon Sinek, Neden’in Gücü konusunu iş hayatına taşıyan bir konuşmacı olarak tanınır. Sinek’e göre, başarılı bir işletmenin arkasındaki anahtar, işletmenin nedenine inanmaktır. İşletmelerin sadece ne yaptıklarından bahsetmeleri yeterli değildir, neden yaptıklarını da açıklamaları gerekmektedir. İnsanlar işletmelerin amaçlarını anladıklarında, işlerini daha iyi yapar ve daha verimli hale gelirler.

Sinek’in “Neden?” konusundaki felsefesi, Apple, Southwest Airlines ve Harley-Davidson gibi büyük şirketler tarafından kullanılmıştır. Bu şirketler, müşterilerinin neden bu şirketleri tercih ettiğini anlamışlardır ve iş stratejilerini buna göre belirlemişlerdir. Sinek, insanların neden yaptıklarını anlamak için “Altın Daire” adını verdiği bir modeli kullanır. Bu modelde neden, nasıl, ne ve sonuç sıralamasıyla ilerlenir.

Sinek’in “Neden?” felsefesi, işletmelerin dışında da kullanılabilir. Kişilerin neden işlerini yapmaya devam ettiklerini, neden yaptıkları işin onlar için önemli olduğunu anlamaları, kişisel gelişimleri için önemli bir adımdır. İşletmelerde olduğu gibi, kişilerin de neden yaptıklarını anlamaları, işlerini daha iyi yapmalarına ve daha verimli hale gelmelerine yardımcı olur.

Sonuç olarak, Simon Sinek’in Neden’in Gücü konusu iş hayatına taşıdığı bir konuşmacıdır ve başarılı bir işletmenin nedenine inanmak gerektiğini savunur. İnsanların neden yaptıklarını anlamaları, hem işletmelerin hem de kişilerin daha başarılı olmalarına yardımcı olabilir.

Sheryl Sandberg: Güçlü Liderlik

Sheryl Sandberg, iş dünyasında liderliği güçlendirmeye ve diğer insanların hayatını ilerletmeye odaklandı. Kendisi, kişisel olarak birçok zorlukla karşı karşıya kaldı ve bu zorluklardan kaynaklanan acılarından öğrenerek, güçlü bir lider olmanın önemini keşfetti. Sandberg’e göre, liderliğin gücü, insanların hayatlarını daha iyi hale getirme hedefine odaklanmak ve bu hedef için çalışmaktan geçiyor.

Sandberg ayrıca liderliğin diğer insanların hayatlarını etkilemek için kullanılabilecek güçlü bir araç olduğunu düşünüyor. İyi bir lider, takımının güçlü yönlerini ortaya çıkarabilir, zayıf yönlerini ele alabilir ve onları daha iyi hale getirmek için çözümler üretebilir. Ayrıca, liderler, çalışanlarının karşılaştıkları sorunları çözmelerine yardımcı olabilir ve onları ileriye doğru hareket etmek için motive edebilir.

Güçlü Liderlik İle İlgili Öğrendiğimiz Dersler:
1. Takımınızın güçlü yönlerini bulun ve onları kullanın.
2. Takımınızın zayıf yönlerini ele alın ve çözümler üretin.
3. Çalışanlarınızın sorunlarına yardımcı olun ve onları motivasyon ile ileriye taşıyın.
4. Dürüstlük ve şeffaflıkla liderlik edin.

Elizabeth Gilbert: Yaralı Yaratıcılık

Elizabeth Gilbert, kendi deneyimleri üzerinden yaratıcılık konusuna odaklanıyor ve herkesin yaralı bir yaratıcılığa sahip olduğunu iddia ediyor. Yaratıcılığın, bazen hayatın zorluklarıyla karşı karşıya kalmamıza neden olabilecek bir tür yara olduğunu belirtiyor. Yaratıcılığın, bazen sadece size ait olan bir olayı, düşünceleri ya da ifadeleri yaratmak için o yaradan bir çıkış yolu sağladığına vurgu yapıyor. Gilbert, insanların yaratıcılıklarını nasıl bulabileceklerine dair tavsiyeler sunarken, kendisinin hayatını nasıl daha yaratıcı ve verimli hale getirdiği konusunda da ipuçları veriyor.

Gilbert, yaratıcılığı sıradan bir iş olarak ele almaktan kaçınarak, onu yaratıcılığın özü olan yaralı bir işaret olarak görüyor. Böylece, insanlar yaratıcılık sürecinde kendilerine daha fazla izin vererek, yaratıcılıklarını kutlayabilirler. Aynı zamanda Gilbert, herhangi bir yaratıcı işte olduğu gibi, bu yaralanma sürecinin de her zaman pürüzsüz olmadığını kabul ediyor. Yani, bazen yaratıcılık sürecinde düşüşler olabilir ve bu, işinizin kalitesine olumsuz şekilde etki yapabilir. Bununla birlikte, bu düşüşleri, sürecin bir parçası olarak kabul etmek ve onları nasıl ele alacağınızı öğrenmek, yaratıcılığınızı daha da geliştirebilir.

Sonuç olarak, Elizabeth Gilbert’in yaratıcılık hakkındaki görüşleri, yaratıcılığın bir tür yara olduğunu ve herkesin yaralı bir yaratıcılığa sahip olduğunu ortaya koyuyor. Yaratıcılığın önemini vurgularken, yaratıcılık sürecinde karşılaşılan zorlukları ele almanın da önemini belirtiyor. Böylece, yaratıcılığın hayatımıza nasıl dahil edebileceğimize dair fikirler sunarak, yaratıcılık becerilerimizi geliştirme konusunda bize ilham veriyor.

Yorum bırak

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir